Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği'nin Kurucu üyeleri arasında yer alan Mehmet Sait Kasapbaşı ile geçmişten günümüze uzanan keyifli bir söyleşi yaptık. Geçmişte, müteahhitler arasında centilmenliğin, meslektaşlar arasında birbirine sevgi ve saygının daha fazla olduğunu söyleyen tecrübeli müteahhit Sait Kasapbaşı, müteahhitlik sektörünün başı bozuk bir sektör olmaktan çıkartılması ve her isteyenin müteahhitlik yapmaya cesaret edememesi gerektiğini söyledi. Mimarlığı seçen kızı Esra Kasapbaşı ile mesleğini yapmaya devam eden M.Sait Kasapbaşı, genç meslektaşlarına mutlaka tecrübeli bir ağabeylerinin yanında deneyim kazanmalarını önerisinde bulunmayı da ihmal etmedi. , Gaziantep 'in eski müteahhitlerinden birisiniz. Sizi tanıyabilir miyiz ? , 1951 yılında Gaziantep “˜te doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Gaziantep “˜te, üniversite eğitimimi 1973 yılında Lisans, 1976 yılında Deprem Mühend
Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği'nin Kurucu üyeleri arasında yer alan Mehmet Sait Kasapbaşı ile geçmişten günümüze uzanan keyifli bir söyleşi yaptık. Geçmişte, müteahhitler arasında centilmenliğin, meslektaşlar arasında birbirine sevgi ve saygının daha fazla olduğunu söyleyen tecrübeli müteahhit Sait Kasapbaşı, müteahhitlik sektörünün başı bozuk bir sektör olmaktan çıkartılması ve her isteyenin müteahhitlik yapmaya cesaret edememesi gerektiğini söyledi.
Mimarlığı seçen kızı Esra Kasapbaşı ile mesleğini yapmaya devam eden M.Sait Kasapbaşı, genç meslektaşlarına mutlaka tecrübeli bir ağabeylerinin yanında deneyim kazanmalarını önerisinde bulunmayı da ihmal etmedi.
Gaziantep 'in eski müteahhitlerinden birisiniz. Sizi tanıyabilir miyiz ?
1951 yılında Gaziantep ‘te doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Gaziantep ‘te, üniversite eğitimimi 1973 yılında Lisans, 1976 yılında Deprem Mühendisliği dalında Yüksek Lisans olmak üzere, Ankara Ortadoğu Teknik üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü ‘nde tamamladım. 1976 yılından bu yana Gaziantep ‘te Proje, İnşaat ve Taahhüt işlerinde faaliyet göstermekteyim. Evliyim, biri mimar diğeri eczacı olan iki kız çocuğum var.
AKADEMİSYENLİĞİ TERCİH ETMEDİ
Müteahhitlik mesleğine nasıl başladınız, kaç yıldır bu mesleği yapıyorsunuz ?
Meslek hayatım projecilikle başladı ; yüksek lisans eğitimi sırasında yapı tasarımı dersi için, bir sömestr öğrenci-asistan olarak çalışmıştım…Fakat akademisyen olmayı düşünmediğim için kendimi geliştirmek amacıyla, Ankara ‘da sanayi yapılarının statik projelerini yapan bir şirkette, yüksek lisans bitene kadar yarı zamanlı olarak çalıştım. Askerlik dönemi sonrası, Gaziantep 'e döndüm ve Aliveli İşhanı‘nda ilk işyerimi açarak, proje üretmeye başladım. Büromu açarken ve açtıktan sonra ; rahmetle yad etmeden geçemeyeceğim Yük. Müh. Mimar Muharrem öZBADEM ile, halen emekli olan İnş.Yük.Müh. Mehmet Rasim öZŞENTüRK ağabeylerimin büyük manevi desteklerini unutamam… İlk önce onların yaptıkları binaların statik projeleriyle işe başladım. Proje işleri devam ederken, o dönemin değerli yapı ustalarından olan 8 usta, ben ve bahsettiğim ağabeylerim ile birlikte ilk şirketi kurduk. Bu şirketle beraber, kat karşılığı arsalar alarak inşaatlarını yaptık. Bir müddet sonra diğer ortaklarım kendi işleri sebebiyle şirketten ayrılma kararı alınca, Sim Yapı Müh. İnş. Tic. Ltd. Şti. adıyla meslek hayatıma tek başıma devam ettim. 1986 yılına kadar ; hem kendi yaptığım binaların, hem de bazı müteahhit firmalar ile birçok özel şahıs binalarının statik projelerini yaptım. 1986 yılından bu yana, müteahhitlik faaliyetlerine ağırlık vererek çalışmalarıma devam etmekteyim. Kızım Esra Kasapbaşı Mimarlık fakültesinden mezun olup şirkete katıldığından beri, aynı faaliyetlerimizi beraber yürütmekteyiz.
TEKNOLOJİ SAYESİNDE MODERN YAPILAŞMA İMKANI ARTTI
Meslek, sizin başladığınız yıllardan bugüne hangi değişimleri yaşadı. Geçmiş ile günümüzün bir kıyaslamasını yapar mısınız?
çalışma hayatıma başladığım dönemde, proje çözümlerinde bilgisayar teknolojisi henüz olmadığından statik hesaplar ve çizimler çok vakit alıyordu, dolayısıyla yapılan en küçük değişiklikler, projeye hemen yansıtılamadığından geri dönüşler çok zaman kaybına sebep oluyordu. Tabi günümüzde kullanılan hazır paket programlar sayesinde bu sorun büyük ölçüde giderildi.
Yine bizim başladığımız dönemde; inşaatın her aşamasındaki malzeme seçeneği azdı. Şu anda inşaat teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak bu durum ortadan kalktığı için, daha kaliteli ve modern yapılar yapma olanağına kavuşuldu.
İnşaat sırasında ise, en büyük sıkıntımız beton imalatı idi. O dönem beton; şantiyede dizel makineler aracılığıyla, insan gücüyle imal ediliyordu… Uygun agrega temin etmek zordu. Bu da kaliteli beton elde etmemizi zorlaştırırdı. Hatta bir dönem betoncular aralarında anlaştı ve beton işçilik fiyatlarını aşırı bir şekilde artırarak, müteahhitlerle anlaşmazlığa düştüler. Bu ve buna benzer müşterek sorunlarımızı çözmek için, müteahhitler olarak bir araya gelmemiz gerektiği kanaatine vardık. Bu vesile ile 1984 yılında benim de aralarında bulunduğum müteahhit arkadaşlarımla beraber Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği ‘ni kurduk.
MESLEKTAŞLAR ARASINDA DOSTLUKLAR öN PLANDAYDI
Sizin döneminizin müteahhitleri kimlerdi, meslektaşlarınızla ilişkileriniz nasıldı?
Statik proje vesilesiyle çalıştığım; Konut İnşaat, As İnşaat, önder İnşaat, Ufuk İnşaat yanı sıra, Günaydın İnşaat, üntaş İnşaat o dönemin aktif çalışan müteahhit firmalarındandı. O yıllarda müteahhit sayısı günümüzdeki kadar fazla değildi. Meslektaşlarımızın çoğu birbirini tanırdı, aramızda meslektaş olmaktan öte, saygı ve arkadaşlık ilişkisi vardı. Kat karşılığı arsa alırken, birimizin ilgilendiği arsa için başka arkadaşımız devreye girmezdi.
Bir keresinde, Konut İnşaat ‘la görüşüp anlaşamayan bir arsa sahibi bana geldiğinde, ben bu arsa sahibiyle anlaşırsam olur da gönül koyar düşüncesiyle M.Rasim özşentürk ağabeye; " Siz bu arsayı almamışsınız ama, buradan kazanç sağlarız, isterseniz sizinle ortak olarak alalım." diye teklif ettiğimde, daha önce almak istemediği arsayı beraber ve ortak olarak kat karşılığı almıştık. Daha sonra da üç arsayı daha beraber alarak Sim Yapı-Konut İnşaat ortaklığı olarak yapmıştık. Buna benzer şekilde ; kendi işlerimizin yanında, şehrimizin muhtelif yerlerinde ortak projeler geliştirerek ; ömer Can arkadaşımla 6 blok apartman , M. Cengiz Gülenler, ünal özdil ve Ali Peri arkadaşlarımla 1 adet iş merkezi ve Beylik Konakları adında 54 adet villadan oluşan bir site inşaatı yaptık. Geçici ortaklıklar bittikten sonra da dostluklarımız ve arkadaşlıklarımız halen devam etmektedir.
"BİNA SAHİBİ HIŞIMLA BüROYU BASTI!"
Unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Gaziantep ‘e gelip proje bürosu açtığım ilk yıllardı. Mimarisi rahmetli mimar ağabeyim Muharrem özbadem ‘e ait olan binanın statik projesini ve TUS ′unu ben üstlenmiştim. Proje yönünden bir deneyim eksikliğim yoktu ama şantiyeyi, toprağı, kayayı henüz yeni tanıyordum. Kendisi mimar olduğu halde, benden deneyimli olduğu için inşaata temel kazı kontrollerine beraber gidiyorduk. Binanın temeli döküldü ve bodrum katın kalıbı alınmıştı ki, bir gün binanın sahibi hışım ve öfkeyle Aliveli İşhanı ′nın koridorlarında bağırarak, benim büroya yöneldi. Kabahat kiminse onu mahkemeye vereceğini söylüyordu. Ben ne yapacağımı şaşırdım tabi, ne olduğunu anlayamadım. Tam o esnada gürültüyü duyan, bürosu aynı katta olan mimari projenin müellifi Muharrem ağabey imdadıma yetişti. önce mal sahibine bir kahve söyledi, sonra da meselenin ne olduğunu sordu. Meğer kalıpçı ; projede belirttiğim halde, bitişik nizam altı katlı apartmanın ip iskelesini çekerken, binanın yola olan cephesinin gönyeli çıkması için, yan komşudan arka parsel sınırında çekmesi gereken 60 cm'lik farkı hesaba katmadan, bütün aksları komşu binanın yola dik olmayan cephe sınırına paralel olarak düzenlemiş. Dolayısıyla 6 katlı binanın kesişen köşelerinin hepsi gönyesiz olmuştu. Yerinde beraberce gidip incelemesini yaptığımızda biz işin vahametini anladık ama, adamcağız işin bu yönünü bilmediği için; Muharrem Bey arsa sahibine "Yahu, bu binanın tamamı senin değil mi ?" Arsa sahibi : "Evet", "Kattaki her iki daire de senin değil mi ?" Arsa sahibi : "Evet ", "Ne olmuş yani her zaman mühendisin dediği olmaz ki, bu sefer de kalıpçının dediği olmuş…Bir daireden 1.5 m² almış, karşı daireye vermiş. " deyince adam rahatladı. "Yav öyle mi yav, ben de başka bişey oldu zannettim." deyince üzerimden büyük bir yük kalkmıştı. Bu mesele böylece atlatıldı ama, bana da büyük bir ders olmuştu. Bundan sonra yaptığım ve TUS aldığım bütün binalarda mutlaka ama mutlaka kontrol etmeden hiçbir ustaya teslim olunmayacağını öğrenmiş oldum ve tabi tecrübenin ne olduğunu…
ŞEHRİN GELİŞİMİ OLUMSUZ ETKİLENDİ
Bu sektöre ömür adayan bir isim olarak Gaziantep ‘in şehircilik açısından gelişimini nasıl buluyorsunuz?
Şehrimizin gelişimini değerlendirdiğim zaman içim burkuluyor, şöyle ki : Gaziantep ‘in bizim çocukluğumuzdaki halini hatırlıyorum…Yeşil ve su bakımından zengin olan, Sarıgüllük ve Değirmiçem'in bu yönüyle muhafaza edilmesi gerekli iken, imara açılmasını ; asıl imara açılması gereken, şehrin etrafını saran Düztepe, ünaldı ve üçoklar gibi mevkilerin yüksek yerlerinin ise, gecekondulaşmaya terk edilmesini yanlış buluyorum… Şehrin yönetiminde söz sahibi olan bizden önceki nesillerin, Gaziantep'in coğrafi özelliklerini göz ardı ederek, bazen farkında olmadan, bazen kişisel, bazen de siyasi rant uğruna yaptıkları yanlış uygulamalar sonucu, şehrin gelişimi olumsuz yönde etkilenmiştir.
öğretmenevleri olarak bilinen, ilk haliyle 500-600 m² büyüklüğünde parseller içerisinde, tek katlı bahçeli ev tipinde planlanan Kavaklık semtinde, daha sonra imar değişikliği sonucu, mevcut binalar birer birer yıkılıp, yerlerine 4-5 katlı apartmanlar yapılarak yoğunluk 10-12 kat arttırılmıştır… Son zamanlarda aynı bölgedeki 1+1 stüdyo daire şeklindeki yapılaşmalar ile, henüz ekonomik ömrünü tamamlamamış bu binalar yeniden yıkılarak, yoğunluğun 4-5 kat daha artmasına sebep olunmuştur. Bunun sonucunda, yeşili, sosyal donatısı ve altyapısı ilk haline göre planlanan semt, 40-50 kat fazla yoğunluğu taşımak zorunda bırakılmıştır. Kavaklık yaşanabilir bir yer olmaktan çıkıp, adeta ızdırap çekilen bir semt halini almıştır. Eski deyişle ; köküne balta vurmadan düzeltilemeyecek bir hale getirilmiştir.
Gazi şehrimizde ; gerek şehir içi, gerekse çevre illere bağlantı yollarına bakıldığında, çok dar olduğu görülmekte olup, geçmişte yapılan bu hatalar, kısmen günümüzde de devam etmektedir. Şehir merkezinden uzakta olması gereken, yaya ve araç trafiği çok yoğun olan alışveriş merkezleri, otel projeleri, vb. yapılar merkezdeki sıkışıklığı kat be kat arttırmakta, şehrin nefes almasını zorlaştırmaktadır. Titizlikle korunması gereken Kültür Park alanının zaman zaman çeşitli yapılarla bölünmesi sonucu, yeşil alan devamlılığı sağlanamamaktadır.
Bunların yanı sıra son zamanlarda belediyelerimizin ; şehrin tarihi dokusunu öne çıkararak, turizme kazandırılması adına yaptıkları restorasyon ve iyileştirme çalışmalarını, biyojojik gölet, büyük ölçekli şehir parkı düzenlemeleri ile yüzme havuzu, spor salonu, modern kültür merkezleri gibi sosyal tesisler yaparak, halkımızın hizmetine sunmalarını takdirle karşılıyorum. Yeni imara açılan bölgelerimizde, sosyal donatı ve yeşil alan ihtiyaçlarını göz önüne alarak, ada bazında çözüm üretilmesini de olumlu buluyorum.
BİZİM YAPTIĞIMIZ BİNALARDA, İNSANLARIN öMRü GEçİYOR
Müteahhitlik mesleğinin gelişmesi için neler yapılmalı ?
İnsan ömrünün büyük bir bölümünün biz müteahhitlerin yaptığı binalarda geçtiği düşünülürse, mesleğimizin ne kadar ciddi ve önemli bir iş olduğu kendiliğinden görülecektir.
Müteahhitliğin gelişmesi için öncelikle, merkezi otoriteler tarafından özel yasalar çıkarılarak, mesleğin, işin ehli olan kişi ve kurumlarca yapılması sağlanmalıdır. Müteahhitlik, başı bozuk bir sektör olmaktan çıkarılmalı, her isteyen bu işi kolayca yapmaya cesaret edememelidir!..
MESLEK ODASI KURULMALI
-Müteahhitler Meslek Odası kurulması fikrini destekliyor musunuz? Oda olursa, sektöre ne gibi avantajları olur ?
Tabi destekliyorum…Müteahhitler Meslek Odası ‘nın kurulması, müteahhitlik mesleğinin daha organize ve disiplinli hale gelmesine yardımcı olacaktır. Mesleki sorunlarımızın giderilmesi adına, daha güçlü bir lobi oluşturulmasına vesile olacaktır.
GENçLER DüRüSTLüKTEN öDüN VERMEMELİ
Genç müteahhitlere bir mesajınız olacak mı ? Neleri yapmalı, neleri yapmamalılar ?
Elbette… Benim gibi mesleğe proje yaparak başlayan genç arkadaşlarımın, deneyim kazanabilecekleri tecrübeli meslektaşlarıyla belirli bir süre çalıştıktan sonra, paket programlara hakim olarak çözümler üretmelerini öneririm.
Yaptıkları işi mutlaka ama mutlaka severek yapmalarını ve her şeyden önce, inşa ettikleri binaların insana hizmet ettiğini unutmadan, maddi rantı öncelikli olarak düşünmeden ve dürüstlükten ödün vermeden çalışmalarını tavsiye ederim.
Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği'nin ( GAİMDER ) faaliyetlerini değerlendirir misiniz?
Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği 'nin kurucu üyelerinden birisi olmam ve 14 yıl boyunca yönetim kurullarında görev yapmam nedeniyle de derneğimizin çalışmalarını yakından takip ediyorum. Derneğimizin attığı adımlarla ; meslek onur ve haysiyetine gölge düşürmeden, müteahhitliğin toplum içerisinde hak ettiği yeri bulması için yaptıkları çalışmalara devam etmelerini arzu ediyorum. Yönetim kurulundaki arkadaşlarımızın da bu yöndeki gayret ve çabalarını takdirle karşılıyorum.