İmar planı hakkında, doğru bilinen yanlışlar

28 Haziran 2012 Paylaş

Fakat halk arasında imar planlarına genellikle olumsuz yaklaşılır. Bunun temel nedeni, aslında imar planları hakkında “doğru“ bildiğimiz “yanlış“lardır. Tarla niteliğindeki taşınmazlar İmar planı ve uygulaması ile insanların ihtiyaç duyduğu yol, park, eğitim alanları, dini tesis alanları vb. sosyal donatılar dikkate alınarak Konut veya ticaret üniteleri yapılabilecek arsalara dönüştürülür. Halk arasında İmar planlarına genellikle olumsuz yaklaşılır. Bunun temel nedeni, aslında imar planları hakkında “doğru“ bildiğimiz “yanlış“lardır., İmar planı olmayan bir bölgede Planlama yapıldığında Taşınmaz sahiplerinden Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) adı altında belli bir kesinti yapılır. Bunun sonucunda kişilerin sahip olduğu taşınmazların büyüklükleri azalır, ancak taşınmazın değeri artar. Zira imar planı olmayan bir Taşınmaz üzerinde Konut veya ticari ünite yapma imkanı yokken, imar planından sonra t

Fakat halk arasında imar planlarına genellikle olumsuz yaklaşılır. Bunun temel nedeni, aslında imar planları hakkında "doğru" bildiğimiz "yanlış"lardır.

Tarla niteliğindeki taşınmazlar İmar planı ve uygulaması ile insanların ihtiyaç duyduğu yol, park, eğitim alanları, dini tesis alanları vb. sosyal donatılar dikkate alınarak Konut veya ticaret üniteleri yapılabilecek arsalara dönüştürülür. Halk arasında İmar planlarına genellikle olumsuz yaklaşılır. Bunun temel nedeni, aslında imar planları hakkında "doğru" bildiğimiz "yanlış"lardır. İmar planı olmayan bir bölgede Planlama yapıldığında Taşınmaz sahiplerinden Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) adı altında belli bir kesinti yapılır. Bunun sonucunda kişilerin sahip olduğu taşınmazların büyüklükleri azalır, ancak taşınmazın değeri artar. Zira imar planı olmayan bir Taşınmaz üzerinde Konut veya ticari ünite yapma imkanı yokken, imar planından sonra taşınmaz sahipleri bu imkana sahip olurlar.

DOP adı altında yapılan kesintiler ile imar planı yapılan bölgede yol, yeşil alan, kamuya ait Okul alanları, otoparklar, meydanlar, ibadet alanları, pazar yerleri ve karakol alanları oluşturulur. Böylece, yapılaşmaya uygun olmayan Araziler, Modern şehirlerin ihtiyaç duyduğu sosyal donatılar dikkate alınarak yeniden yapılandırılır. Devlet ise, imar uygulaması sınırları içinde kalan taşınmazlara kazandırdığı değer karşılığında taşınmazın yüzde 40'nı DOP alanlarında kullanmak üzere bedelsiz olarak kesinti yapabilir. Halk arasında "doğru" bilinen "yanlış"lardan birisinde yapılacak DOP kesintisinin yüzde 40 olacağına ilişkindir. İmar mevzuatında yer alan yüzde 40 DOP kesintisi aslında mutlak ve değişmez bir oran değildir. İmar planın durumuna göre bu kesinti yüzde 40'ın altında olabileceği gibi üstünde de olabilir. Eğer bir imar planında DOP kesintisi yüzde 40'ı aşıyorsa ilgili kamu kurumları bunun bedelini ödemek zorundadır. Uygulamada ise, ilgili kamu kurumu tarafından ayrıca bedel ödemek durumunda kalınmamak amacıyla yüzde 40'lık kesinti sınırına uyulur.

Halk arasında imar planlarına olumsuz bakılmasının bir başka nedeni ise, imar planı sonrasında taşınmazın bulunduğu alanın tamamen DOP alanında (yeşil alanda, Okul ya da Otopark alanında) kalmasıdır. Bu durumda Arazi sahipleri taşınmazlarının tamamen ellerinden alındığını örneğin arazilerinin park yapıldığını düşünürler. Halbuki imar mevzuatı gereğince imar planı sınırında kalan tüm taşınmazlardan eşit oranda DOP kesintisi yapılır ve DOP alanında kalan taşınmaz maliklerine bu taşınmaza en yakın yerden kullanabileceği imar parseli verilir. Dolayısıyla, bir taşınmazın tamamen DOP alanında kalması gibi bir durum hukuken mümkün değildir.

Yine halk arasında en çok karıştırılan kavramlardan birisi de Kamu Ortaklık Payı olarak adlandırılan KOP alanlarıdır. Bir imar uygulamasında DOP alanları dışında, kamu hizmeti gören kreş, Hastane, Belediye hizmet veya diğer resmi tesis alanı gibi tesislere de ihtiyaç bulunmaktadır. İşte bu tesisler için ayrılan parseller de KOP alanları denilmektedir. DOP alanlarından farklı olarak KOP parselleri için bedelsiz kesinti yapılmaz. Yine DOP alanlarından farklı olarak KOP alanları ada/parsel numarası verilerek tapuya tescil edilir. Böylece, kendilerinden kesinti yapılan taşınmaz malikleri yapılan kesinti oranında KOP parsellerinde hisseleri oranında malik olurlar. Daha sonra bu KOP parselleri hangi amaca tahsis edilmiş ise ilgili kamu kuruluşu tarafından bedeli ödenerek ( kamulaştırılarak) maliklerinden satın alınır. örneğin "Belediye hizmet alanı" olarak belirlenmiş bir KOP parseli ilgili belediye tarafından bedeli ödenerek belediye adına Tapu devri yapılır.