Duayen Müteahhit Şükrü Ercan'dan başarının sırları

15 Ocak 2013 Paylaş

Genç nesil ile gurur duyuyorum İnşaat sektöründe 62 yılını geride bırakan, Ender İnşaat'ın Kurucusu Şükrü Ercan,  ile geçmişten günümüze keyifli bir sohbet yaptık. Genç müteahhit ve mühendislere önemli tavsiyelerde bulunan Şükrü Ercan, geçmişte en çok yaşadıkları sorunun, imkansızlıklar olduğunu belirtirken, gelişen teknolojinin sektöre büyük katkı sağladığını düşünüyor. ,  ,  ,  - Şükrü bey bize önce kendinizi tanıtırmısınız ? - 1937 doğumluyum. İnşaat sektörüne 1950 yılında, 13 yaşında başladım. İnşaatın içerisinde ömrüm geçti. Sıva, mermer, fayans, demir, beton işlerinde yani inşaatın her kademesinde çalıştım. Ağırlıklı olarak inşaat demircisiydim. 1970 yılında müteahhitlik yapmaya başladım. Müteahhitlik yaşamım boyunca hiç devlet işine girmedim. Genellikle yap-sat tarzında çalışarak bugünlere geldim. ,  - Sektöre birçok ilkleri yaşatan müteahhitler

Genç nesil ile gurur duyuyorum

İnşaat sektöründe 62 yılını geride bırakan, Ender İnşaat'ın Kurucusu Şükrü Ercan  ile geçmişten günümüze keyifli bir sohbet yaptık. Genç müteahhit ve mühendislere önemli tavsiyelerde bulunan Şükrü Ercan, geçmişte en çok yaşadıkları sorunun, imkansızlıklar olduğunu belirtirken, gelişen teknolojinin sektöre büyük katkı sağladığını düşünüyor.

 

 

 

- Şükrü bey bize önce kendinizi tanıtırmısınız ?

- 1937 doğumluyum. İnşaat sektörüne 1950 yılında, 13 yaşında başladım. İnşaatın içerisinde ömrüm geçti. Sıva, mermer, fayans, demir, beton işlerinde yani inşaatın her kademesinde çalıştım. Ağırlıklı olarak inşaat demircisiydim. 1970 yılında müteahhitlik yapmaya başladım. Müteahhitlik yaşamım boyunca hiç devlet işine girmedim. Genellikle yap-sat tarzında çalışarak bugünlere geldim.

 

- Sektöre birçok ilkleri yaşatan müteahhitlerden birisi olarak biliniyorsunuz, neler yaptınız?

- Gaziantep'e ilk modern inşaatçılığı ben getirdim diyebilirim. Şu anda herkesin bildiği, inşaatlara malzeme çeken ‘asansör' dediğimiz makineyi, ayrıca beton harcını yapmaya yarayan betoniyeri Gaziantep'e ben getirdim. Yine Gaziantep'in ilk demircilerinden biriydim. Günde 60-70 işçiye iş verirdim. Getirdiğim Betoniyeri gören inşaat sahipleri benimle daha çok çalışmaya başlamıştı. Talep çoğalınca betoniyer sayısını 3'e çıkarttım. Bu sayede işlerimi büyüttüm, geliştirdim.

 

- Kimdi sizin dönemin müteahhitleri, mimarları ve mühendisleri?

- Gaziantep'in sayılı 3 müteahhiti vardı o dönem. Bunlar rahmetli Tekin Dai ve rahmetli Şahap Güneyli ile ve halen hayatta olan, buradan selamlarımı gönderiyorum, Allah sağlık ve huzur versin,  şimdiki Şehitkamil Belediye Başkanımız Rıdvan Fadıloğlu'nun babası Hüsamettin Fadıloğlu idi.

 

- İnşaat sektöründe 62 yılı, müteahhitlik hayatında ise 42 yılı geride bıraktınız. Şu anda neler yapıyorsunuz?

- İnşaat sektöründeki faaliyetimiz  Ender İnşaat A.Ş ve Ender Gayrimenkul A.Ş. olarak  devam ediyor. Şu sıralar yıllık ortalama 200 - 250 daire üretiyoruz. Yapı Malzemeleri Grubu'nda Ender Pen ve Ender Alüminyum ve  Ender Siding olarak devam ediyor. Ender Alüminyum bölgenin tek ve en kapsamlı alüminyum yatırımıdır . PVC Profil ve Alüminyum Profil olarak  dünyanın 30 ülkesine ihracat yapıyoruz. Dört yıldızlı 200 yataklı Safir Otel  ile turizm sektörüne de bir adım atıldı.

 

- Şükrü bey, bu mesleğe bir ömür adayan, duayen bir isim olarak, geçmişle günümüz arasında bir kıyaslama yapmanızı istesek, neler söylersiniz bize?

- Geçmişte inşaatçılık çok zordu. Bir inşaatı en az 2 - 3 yılda tamamlayabilirdiniz. Malzeme beklersiniz, işçi beklersiniz. Birisini bulsanız, diğerini bulamazsınız. Eskiden bir katın betonunu 3 - 4 günde dökerdiniz, şimdi makinalarla 2 - 3 saatte döküyorsunuz. Malzemede dışa bağımlıydık. Her şey Avrupa'dan gelirdi. Mesela en basit bir bağlama teli aylarca bulunmazdı. Karaborsa olurdu. Demiri bağlayamadığımız için, bir tel yüzünden inşaat haftalarca beklerdi. Aylarca çimento beklediğimiz oldu. Kahvelerde oturur çimento beklerdik. Yurtdışından gemilerle gelirdi. İskenderun'a, oradan da Gaziantep'e çimento gelmesini beklerdik. Gaziantep'e 3 - 4 kamyon çimento ancak gelirdi. O günlerden bu günlere geldik. Fakat şimdi her şey bol, her imkan var.

 

- Hangi tür projelere imza atınız, yaptığınız önemli eserler var mı?

- Yap-sat türü projeler gerçekleşirdim. Mesela, bugünkü Değirmiçem'in kuruluşunu bilirim. Değirmiçem'e ilk kazmayı ben vurdum. Şimdiki Şehitkamil Belediyesi'nin yanında Gar Apartmanı var. Oranın temelini kazmıştık. Her taraf boştu, bağ-bahçeydi. Bütün Gaziantep halkı yürüyerek  "buraya otel yapılıyormuş" diye bakmaya gelirdi. Şehirde çok fazla betonarme bina yoktu. Yığma yapılardı, aylarca kamyonlarla taş taşınırdı. Temeli kara taş ile  üstü tuğla yada briketle yapılırdı.

 

- Meslek hangi dönemde aşama kaydetti?

- Mühendis Adil Akşamoğlu vardı. O'nun okuldan ilk mezun olduğu yıllardı. Adil bey ilk betonarmeyi Gaziantep'e getiren mühendistir. Hoşgör semtinde betonarme bir bina yaptı. İnşaatçı esnaf kahvede toplandı, herkes şaşkındı. "Yav Antep'e bir mühendis gelmiş, 10 tane ayak dikmiş, üzerine koca binayı koyup yapacakmış. Yarın sert bir rüzgar esse, bu bina ayakta kalır mı?" diye konuşmaya başladı. Demek istediğim, Antep betonarmeyi, çok katlı binaları bilmezdi. Şimdi genç müteahhit, Mimar ve mühendislerimiz yetişti. Hepside mesleğe yenilik katıyor, enerjilerini katıyor. Bende bundan dolayı çok mutlu oluyorum. Genç nesil ile gurur duyuyorum. Onların başarılarını gördükçe, ben daha fazla seviniyorum.

 

- İnşaat sektörünün bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- İnşaat sektörü gerçekten çok güzel günler geçiriyor. Bizim gibi eski günleri görenlere sorarsanız, bugün cennettir. Her malzeme bol. çünkü inşaatı yapan malzemedir. Devreye teknoloji girdi ve bu teknoloji sektörün gelişmesine yol açtı. Genç müteahhit, mühendis ve mimar arkadaşlar "daha güzel binalar" yapmak için birbirleriyle yarış halindeler. Bu da tabiî ki bizlere gurur vesilesi oluyor. Benim felsefem şudur. Sizden daha iyi yapanı kıskanmamak lazım. El elden üstündür. Daha güzel proje çıkartan genç mimar ve mühendis arkadaşlarımı, kendi evlatlarımdan ayırmıyorum. Onları çok seviyorum.

 

- Gaziantep'i şehircilik anlamında nasıl buluyorsunuz, geçmiş ile günümüzün bir kıyaslamasını yapabilirmisiniz?

- Gaziantep başka şehirlere göre yerinde kalmadı. çok güzel yollar var. Yeni imara açılan yerler daha güzel. Tabiî ki Kayseri'de yıllar önce doğru yol çizen bir belediye başkanı gelmiş. Yol yaparken "şurayı baştan sona yol yapın" diye, düz bir çizgi çizermiş. O çizgiden sapma olmazmış. İstediği projeleri geçirirmiş. O zamanki cesaret başkaymış, yapmış. Şimdi o Kayseri'deki başkanda yapamaz ama. Birisi mahkemeye müracat etse, senelerce mahkemesi sürüyor. Böyle olunca da o inşaat, o yol durur yani, yürümez. Gaziantep'imizin belediye başkanlarını başarılı buluyorum. çok hevesli çalışıyorlar. Geçmiştekiler, günümüzdekiler, gelenler birbirinden güzel hizmet üretiyorlar.

 

- Şükrü bey, Gaziantep'te kentsel dönüşüme yönelik projeler hız kazandı. Bu projeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Kentsel dönüşümü destekliyorum. Gecekondu tipi yapılar, şehrin görünümü bozuyor. Kentsel dönüşüm sayesinde hem dar gelirli vatandaşımız dairede oturacak, hemde şehir güzel bir görünüm kazanacak. İnşallah başarıyla uygulanmasına devam edilir ve vatandaşlarımız rahat, huzurlu bir yuvada oturma imkanına sahip olurlar.

 

 

- Şükrü bey, Antepli aileler geçmişte çocuklarını okutmak yerine işe gönderirmiş. Sizin tahsiliniz nedir?

- İnanın hiç yok. 1937 yılında 8 yaşında babam okur yazardı, bana harfleri öğretti, rahmetli 36 yaşında öldü ben okula gidemedim,  askerlik  dönemim bana bir üniversite oldu, Alay Emir Subaylığında yani s 1'de yazıcıydım. Gece gündüz daktilonun başında yüzlerce yere cevap yetiştirirdim,  2 yıl askerlik bana üniversitede eğitimi gibi geldi,

 

- Mesleğe bir ömür adadınız. Gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

- Gençlere önerim şu. Devamlı dürüst çalışsınlar, dürüstlük ilkesinden taviz vermesinler. Sürekli çalışsınlar. Ailesi ve kendi kariyerleri için dürüst çalışmalarında her zaman yarar vardır. Bazen duyuyorum. Hileli çalışanlar varmış. Bunlar doğru değil. Vatandaş bir yuva sahibi olmak için ne halde çalışıp, didiniyor. Dişinden, tırnağından keserek para biriktiriyor. Bu adam oturduğu yuvasında bir ömür boyu huzurla oturmak ister. Bu onun en doğal hakkı. Ama girdiği gün sıkıntıyla boğuşursa, tesisatla, tamiratla uğraşmaya başlarsa o daire sahibine de, orayı yapan mühendis ve müteahhit arkadaşlara da yazık olur. Bu yüzden benim tavsiyem, onurlu iş yaparak, huzurlu yol alsınlar.

 

- Hiç unutmadığınız, yaşadığınız bir anınız var mı?

- Şöyle söyleyeyim. İşçilik zamanlarımızda çok sıkıntı yaşadık. 1952 yada 53 yıllarında, Bahattin Teymur adında, Elmacı Pazarının oradaki Eski belediyenin yanında, malzemecilik yapan bir arkadaşın evini yapıyorduk. Evlerinin bir kat betonunu döktük. Balkonuna bir desen, nakış istedi. Deseni iple çiziyorsun, sonra göz göz boya yapıyorsun. O zaman memlekette fayans, karo yoktu. Karo plaka yıllar sonra Antakya'dan getirilmeye başlandı. Betonu dökünce, o deseni 1 – 2 saat yapmak zorundasınız. Yoksa beton kurur, yapamazsınız. Sabaha kadar çalıştık. Acıkmışız ama beton kurumasın diye yemek aklımıza bile gelmemiş. Sabaha karşı Bahattin Teymur yanımıza gelip bize birer simit aldı. Sonra yine çalışmaya devam ettik. Yani zor günler geçirerek bugünlere geldik. Gaziantep'in fakirliğinden olsa gerek, Türktepe'de eski Antep evlerine, Halep sıvası dediğimiz sıva yapardık. Gün boyu mala sallamalısınız ki, işi meydana getirebilesiniz. O zor koşullardan bugünlere geldik, hamdolsun. Başta da dediğim gibi, çok dürüst çalıştım. Santim hile yoluna girmedim. çocuklarımı da öyle yetiştirdim. Allaha şükür, onlarda bu yoldan devam ediyor.

 

- çalışmaya devam ediyormusunuz yoksa kendinizi emekli ettiniz mi ?

Evet. İşleri gençlere bıraktım. Bir oğlum mimarlık okudu, diğerleri ticaret eğitimi aldılar, Allah'a şükür emeğimi boşa vermediler,

 

- Başarının sırrını da aslında özetlemiş oldunuz. Dürüstlükten asla taviz vermeyin diyorsunuz. Teşekkür ediyoruz bu güzel ve keyifli sohbet için.

- Kesinlikle böyle. Dürüst çalışmak en önemli kuraldır. Ben size teşekkür ediyorum. MüTEAHHİT Dergisini takip ediyorum. Geçmişte beraber çalıştığım ustalarımı ve müteahhit arkadaşlarımı yeniden görme fırsatını bizlere sunuyorsunuz. Mesela geçen sayılarda Sabri Ustayı gördüm, sevindim. Bu fırsatı bize sunduğunuz için tüm ekibinize teşekkür ediyorum.