çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü Güvenli İskelede Güvenlik Eğitim Projesi kapsamında Gaziantep'te seminer verildi. Konuya dikkat çekmek için konuşma kürsüsüne iskele kuruldu.
Proje kapsamında Gaziantep'te müteahhitlere, işadamlarına, sivil toplum kuruluşu temsilcilerine ve inşaat sektörü çalışanlarına bilgi verildi. Projeye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türk Standartları Enstitüsü (TSE), Almanya İnşaat İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları Sigortası (BG BAU), Mesa, Perı, Layher şirketleri ve Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) destek veriyor.
çalışmaların ilk ayağında Gaziantep'teki sektör temsilcilerine seminer verildi. Seminere, projeye ortak olan ve destek veren kurum ile kuruluşların temsilcileri, çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdür Yardımcısı İsmail Gerim, İNTES Genel Sekreteri Necati Ersoy, Gaziantep Ticaret Odası Başkan Yardımcısı ve Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Rıdvan Köksüzer ve Gaziantep çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Siraç Ekin katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını Gaziantep çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Siraç Ekin yaptı. Ekin konuşmasında, "ülkemizde yapı sektöründe bu tür kazaların sıklıkla olduğu bilinmektedir. Oysa günümüzde bilimsel ve teknolojik gelişmelerin yarattığı olanaklar kullanılarak işyerindeki tehlike ve risklerin giderilmesi mümkün olup iş kazalarının önüne geçilebilecektir. Bu amaçla yapılan bu çalışma bakanlığımızın önem verdiği iş kazalarının yaşanmaması için gösterilen hassasiyetin bir göstergesidir" dedi.
Gaziantep Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Rıdvan Köksüzer ise,"Mevzuatta da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın ahşap iskeleler ile ilgili mevzuatıyla çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın mevzuatı arasında da bir fark var. Orada ahşap iskeleler literatürde yer alıyor fakat çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın literatüründe ahşap iskele diye bir şey yok" dedi.
İNTES Genel Sekreteri Necati Ersoy da, "Cezalandırılan her zaman biz işvereniz ama tek suçlu biz miyiz buna gerçekten ciddi olarak eğilmemiz gerekiyor. Aslına bakarsanız kazaya uğrayan bizim işyerimiz ve işçimiz. Sonuçta o işçiye biz emek sarf ediyoruz ve her kazada içimiz yanıyor çünkü bizim de çocuğumuz var. Biz de sonuçta aile babasıyız. Her platformda bu işverenler adına, müteahhitler adına tekrarlanıyor. Bu nedenle bu mesleğin ciddi mensupları buradan yara alıyor. Bu mesleğe yıllarını harcamış insanlar var, sermaye koymuşlar. Mühendisliklerini, ömürlerini koymuşlar. Bir çırpıda bütün bu emeklerinin heba olması gerçekten ağır bir sonuç" şeklinde konuştu.
çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdür Yardımcısı İsmail Gerim de şunları söyledi: "Türkiye'de bir şeyleri değiştirmek adına hep birlikte gayret ediyoruz çünkü Türkiye büyüyor ve gelişiyor. Son yıllarda çok önemli adımlar atıldı. Ekonomik anlamda gelişmiş 20 ülke arasına girdik ama iş kazalarında yaşadığımız sorunlar maalesef 20 ülkenin yaşadığı duruma maalesef bizi daha ulaştıramadı. Genel anlamda istatistiklere baktığımızda 2002 yılıyla mukayese ettiğimizde, 2012 yılına kadar neler değişti diye baktığımızda, işçi sayısında yüzde 151'e varan artış var. İşyeri sayısında yüzde 14'lük bir artış gerçekleşmiş durumda. Biliyorsunuz yine kayıt dışı istihdamla ilgili bir program hazırlanıyor. Hükümetimiz ilgili kurumla ortak çalışarak kayıt dışıyla mücadele ediyor ve kayıt dışıyla ilgili önemli bir başarı elde edildi. Yüzde 36'lık bir orana indirildi. Bu oran 2007 yılında yüzde 50 civarındaydı. Bu da çok önemli noktalara gelmiş durumda. İş kazası oranlarına baktığımızda 2002 ile 2012 yıllarını mukayese ettiğimizde SGK verilerine göre 100 bin işçide karşılaştığımız kazalarda yüzde 25'lik bir azalma görülmekte. 100 işçideki ölüm oranı diğer ülkelerle daha iyi mukayese yapılabilmesi açısından böyle ifade ediliyor. 2012 yılında 6.2'ydi. Bu rakam Avrupa Birliğinin iki katı oranında daha yüksek. Yani Avrupa Birliği ülkelerinin ortalamasına göre iki kat daha olumsuz bir manzarayla karşı karşıyayız. Bu rakam 2012 yılı öncesi 10 -15'ler civarında seyrediyordu. 2014 yılında yaşadığımız son kazalarla birlikte bu acı bir şekilde rakamlara yansıyacak. Ama şu da bir gerçek ki iyileşmeler doğrudan aşağı, tek bir çizgiyle ifade etmek mümkün değil. Bazı dalgalanmalar olması doğal. Bu süreci kısa zamanda atlatarak yine bu oranları daha aşağılara çekebileceğimize inanıyoruz" dedi.